Duyurular

Sivil Toplum Örgütlerinin İçişleri Bakanlığı’na Gönderdiği Mektup

12 Mayıs 2011 tarihinde Kaos GL ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesinin Ankara’daki ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve mülteci hakları alanında çalışan çok sayıda STK nın katıldığı “Türkiye’deki LGBT Mültecilerin Sorunları Çalıştayı” sonucunda İçişleri Bakanlığı’na hitaben bir mektup gönderilmesi kararlaştırılmıştı. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı Taslağı”nın Ayrımcılık Yasağı başlıklı 4. Maddesi’ne “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ibarelerinin eklenmesini talep eden mektup 18 Haziran 2011 tarihinde çok sayıda sivil toplum Örgütünün imzasıyla, Ankara’da yapılan basın açıklamasıyla İçişleri Bakanlığına gönderildi.

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NA

Türkiye’de iltica sistemini düzenleyen bir yasanın olmaması yerel ve uluslararası insan hakları raporlarında ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında eleştirilmiştir. İçişleri Bakanlığı yetkilileri de yasal bir alt yapının olmamasını bir problem olarak görüp, konuyu AB uyum sürecinin bir parçası olarak  gündemlerine almışlardır. Yasa taslağı hazırlanış sürecinde bakanlık yetkililerinin akademisyenleri ve insan hakları örgütlerini sürece dahil etmesi tüm çevrelerce olumlu bir başlangıç olarak görülmüştür. İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 23. Dönem TBMM’ne sunulan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu taslağının 12 Haziran seçimlerinden sonra yeni Meclis  gündemine alınması beklenmektedir.

 

Bakanlığınızca hazırlanan ilk taslak metninin “Ayrımcılık yasağı” başlıklı Maddesi’nde “Yabancılara, cinsiyet, ırk, renk, etnik veya sosyal köken, kalıtımsal özellikler, dil, din, inanç, siyasi veya diğer düşünceler, medeni hal, ulusal azınlığa mensubiyet, servet, doğum, özürlü olma, yaş, cinsel eğilim veya benzeri unsurlara dayanılarak ayrımcılık yapılamaz.” hükmü yer alıyordu. İçişleri Bakanlığı’nın resmi sitesinde yer alan taslağın son halinden “Cinsel Eğilim” ibaresi çıkarılmıştır ve LGBT sığınmacı ve mülteciler yasanın tamamen dışında bırakılmıştır.

 

Cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri nedeniyle uğradıkları işkence, kötü muamele ve hayati tehlikeden dolayı çoğunlukla İran üzerinden Türkiye’ye giriş yapan LGBT sığınmacı ve mülteciler, yerleştirildikleri uydu kentlerde hem mülteci oldukları hem de LGBT oldukları için iki kez ayrımcılığa, fiziksel ve psikolojik tacize, şiddete maruz kalmaktadır.

 

Yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışları ile Türkiye’den koruma talep eden yabancılara sağlanacak korumanın kapsamına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları ve Türkiye’de bulunan sığınmacı ve mültecilerin tüm özlük haklarını düzenleyen taslakta ayrımcılık türleri tek tek sayılırken LGBT bireylerin dışarıda bırakılması, ayrımcılığın meşrulaştırılması anlamına gelmektedir.

 

12 Mayıs 2011 tarihinde mülteci hakları alanında çalışan 9 Sivil Toplum Örgütü (Kaos GL, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Ortak Platformu, Pozitif Yaşam Derneği, Mülteci-Der, İnsan Hakları Derneği, İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı ve İnsan Hakları Gündemi Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı) olarak bir araya gelip “LGBT mültecilerin sorunları” başlıklı bir çalıştay gerçekleştirdik. Çalıştaya LGBT mülteciler de katılarak Türkiye’de kaldıkları süre boyunca gerek mülteci olarak gerek LGBT bireyler olarak yaşadıkları sorunları aktardılar.

 

Çalıştaya katılan LGBT sığınmacı ve mülteciler, sokakta, evlerinde, resmi kurumlarda, emniyette ve çalıştıkları yerlerde sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldıklarını özellikle trans sığınmacı ve mültecilerin görece görünürlük sebebiyle daha fazla şiddete maruz kaldığını dile getirdiler. Ayrıca polisin kendilerini korumakta yetersiz kaldığını ve polise yaptıkları koruma başvurusunun takip edilmediğini belirttiler.

 

Türkiye’de yasal bir düzenleme olmadığından uydu kentlerdeki resmi uygulamalar, şehirden şehre farklılıklar göstermektedir. “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı Taslağı” nın uygulamanın yeknesaklaştırılması için önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Ancak taslağın son halinde LGBT sığınmacı ve mültecilerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden dolayı maruz kaldıkları ayrımcılıkları, homofobik ve transfobik tutumları ortadan kaldıracak düzenlemelere yeteri kadar yer verilmediğini düşünüyoruz.

 

Ulusal mevzuatta da ayrımcılığı yasaklayan düzenlemelerde “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ne yönelik ayrımcılık açıkça yasaklanmamıştır. Gerek “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı Taslağı” nın ayrımcılığı yasaklayan maddesinde gerek ulusal mevzuatta ayrımcığı yasaklayan diğer düzenlemelerde yer alan “… ve benzeri temellere dayanan” ifadesi yoruma açık bir kavramdır. Bu ifadenin LGBT bireyleri korumada yeterli olmadığı ortadadır. LGBT sığınmacı ve mültecilerle yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanan LGBT Hakları Platformu’nun 2008 tarihli raporu ile Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin 2009 tarihli Türkiye’deki Lezbiyen, Gey, Trans Sığınmacı ve Mültecilerin Karşılaştıkları Güvenlik Sorunları raporu, LGBT sığınmacı ve mültecilerin uğradığı ayrımcılığı ortaya koymaktadır.

 

Yukarıda sayılan nedenlerle aşağıda imzası bulunan örgütler olarak;

– “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı Taslağı” nın Ayrımcılık Yasağı başlıklı 4. Maddesi’ne “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ibarelerinin eklenmesini,

– LGBT sığınmacı ve mültecilerin ikamet edeceği şehir belirlenirken veya ikamet ettiği şehirden başka bir şehre nakil talebi değerlendirilirken kendi fikirlerinin belirleyici olmasını saylayacak yasal altyapının hazırlanmasını talep ediyoruz.

 

Saygılarımızla.

18.06.2011

Helsinki Yurttaşlar Derneği
İnsan Hakları Derneği
İnsan Hakları Gündemi Derneği
İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı
Kaos GL Derneği
Mültecilerle Dayanışma Derneği
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
Pozitif Yaşam Derneği
Siyah Pembe Üçgen İzmir LGBTT Derneği
Türkiye İnsan Hakları Vakfı
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi
Van Kadın Derneği

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu