Ortak Basın Açıklaması: Mülteciler Hoş Geldiniz – Sınırları Açın
Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin sayısı 2 milyonu aştı. Suriyeli mülteciler korkunç bir savaş ortamından, Esad’ın bombardımanlarından, IŞİD’in katliamlarından, infazlardan, tecavüzlerden, açlıktan kaçıyor.
Türkiye’ye sığınan mülteciler, uluslararası sözleşmelerde tanımlanan “mülteci” statüsüne ve birçok temel insan haklarına dahi sahip olmadan yaşıyor; artan oranda ırkçı saldırılara maruz kalıyorlar.
Geçtiğimiz günlerde, bütün dünyayı sarsan ve “mülteci sorunu”nu gündemin ilk sırasına taşıyan, 3 yaşındaki Alan Kurdi’nin kıyıya vuran cansız bedeni ise devletlerin mülteciler konusundaki ikiyüzlülüğünü çok açık bir şekilde gözler önüne sererken, Avrupa halkları ve mülteciler arasındaki dayanışmayı yükseltti. Avrupa kıtası şu günlerde “Mülteciler, Hoş Geldiniz / Sınırları Açın” sloganlarıyla sokağa çıkan halkların dayanışma eylemlerine sahne oluyor. 12 Eylül Cumartesi günü yüzlerce noktada eylem yapılıyor, bizler de bu uluslararası dayanışma hareketine, İzmir’den ses veriyor, destek oluyoruz.
Son günlerde Basmane ve çevresinden çok sayıda mültecinin sokaklardan, parklardan toplanarak zorla otobüslere bindirildiği öğrenilmiştir. İddiaya göre kendilerine İzmir’de başka bir semte götürülecekleri söylenen mülteciler adeta suçlu gibi elleri kelepçelenerek, zorla kampa götürülmek ve zorunlu “gönüllü” geri dönüş arasında bırakılmakta, 15-16 saatlik yolculuklara çıkarılmakta ve Osmaniye-Düziçi’ndeki kampa götürülmektedirler. Kendi rızaları olmadan götürüldükleri kamptan dışarı çıkmalarının yasak olduğu ifade edilmektedir.
Ayrıca, Suriyeli mültecilerin kayıt oldukları il dışına çıkışlarının yasaklandığı, otobüste yakalandıkları takdirde taşıyıcı firmaların insan kaçakçısı sayılacağı yönündeki İçişleri Bakanlığı genelgesine dair haberler basına yansımıştır.
Mültecilerin kelepçelenerek zorla kampa götürülmesi, kamplardan dışarı çıkmalarına izin verilmemesi ve Türkiye içinde seyahat yasağı getirilerek Türkiye’nin mülteciler için açık bir hapishane haline getirilmesi, insan hakları ve insan onuruna aykırıdır ve kabul edilemez.
Mültecilerin yaşadığı insanlık dramı, uluslararası bir sorun olup, ancak dünya halklarının dayanışması ve ortak mücadelesiyle çözülebilir. Bu doğrultuda, bir süredir Türkiye’de, mülteciler konusunda bir hassasiyet olduğu görünmektedir, ancak bu yetmez, bunun yanı sıra politik bir sorumluluk alarak mültecilerle dayanışma çabalarımızı güçlendirmeli ve bu hareketi genişletmeliyiz.
Hangi etnik kimlikten veya inançtan olursa olsun, “açık kapı” politikası benimsenerek, pasaporta gerek olmadan sınırların, savaşlardan, katliamlardan kaçan tüm mültecilere açılması, mültecilerin sınırda maruz kaldığı şiddet olaylarına, insanlık onuruna saldırı noktasına varan işlemlere derhal son verilmesi, uluslararası hukuka uygun bir şekilde tüm haklarına sahip olmaları ve insanca bir yaşam sürdürebilmeleri için mücadele etmek zorundayız.
Mültecilere sınırların açılması, mülteci statüsünün ve çalışma hakkının tanınması, iyi düzenlenmiş bir yasal çerçeve, yaşam koşullarının düzeltilmesi, geri gönderilmelerinin engellenmesi, ırkçı saldırıların durdurulması ve cezalandırılması için çok daha kitlesel bir kampanya inşa etmemiz gerekiyor.
Bunun ilk adımı olarak, 12 Eylül günü tüm dünyada yapılan eylemlerle ve mültecilerle dayanışma göstermek için sokağa çıktık/çıkıyoruz: “Mülteciler, Hoş Geldiniz/ Sınırları Açın”
Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Girişimi İzmir,
Halkların Köprüsü Derneği,
Mültecilerle Dayanışma Derneği,
Mazlumder İzmir Şubesi,
Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği,
Barış için Kadın Girişimi,
Türkiye İnsan Hakları Vakfı İzmir Temsilciliği,
Özgürlükçü Hukukçular Derneği İzmir Şubesi,
Deri Kundura ve Tekstil İşçileri Derneği,
Konak Kent Konseyi,
Tüm Engelliler Federasyonu,
İzmir Sağlık ve Hasta Hakları Derneği,
İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi,
İzmir Amargi